Ama bu büyüklerimizin kadınlarla ilgili, kürtajla ve bunun gibi pek çok saçmalıkla ilgili konuşmaları bana, zamanında bayıla bayıla belki yirmi defa izlediğim bir filmi hatırlattı. Daha doğrusu o filmden bir karakteri: 'Gaftici Fethi'yi...
Karakter Metin Kaçan'ın 'Ağır Roman' adlı romanından. Lakin benim onu tanıyışım, romanı okumadan önce izlemiş bulunduğum Mustafa Altıoklar uyarlaması olan aynı adlı filminden... Zafer Algöz'ün hayat verdiği, 'Gaftici Fethi' kadınları iyi tanıyor ve hemcinslerine onlarla ilgili bilgiler veriyor. Söylediklerinin yarısı, ağzının suyuna bulanıp sokağın gürültüsüne karışsa da, sonun da o da mahallenin makaraya meraklı delikanlıları gibi, anlattıklarına kendisi de inanıyor. Şimdi 'Gaftici Fethi'yi düşününce, paylaşmadan edemedim... Kadınlardan anlayan adamların, kurnazların en eğlencelisi ve tabiki kaybedeni...
Hah, her neyse; ne anlatıyordum? Evet!
Tüm bu yapılan öne çıkışlar, ilâhi açıklamalar, hep 'Gaftici Fethi' bilgeliği taşıyor bana kalırsa. Ne eksik, ne de fazla! Zira kadınları kendilerinden başka kimseden dinlemem ben. Anlatamaz çünkü kimse... Niteler, niceler, bir yaya oturtmaya çalışır ama bu bahsettikleri, bir şeyler söylemiş olmak için fazlasıyla yetersizdir. O yüzden işte, yani henüz doğru dürüst kendimizi tanıyamıyor iken, bir de başka birini, hatta bir kadını anlatmaya, onun vücudu ve görünüşü üzerinden fikir belirtmeye çabaladıkça, sarı ceketiyle 'Gaftici Fethi' geliyor, yerleşiyor gözlerimin önüne.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder