31 Mayıs 2012 Perşembe

'Testosteron' Biraz Arttıkça...

Robal
Tüm varlıkların amacı çoğalmaktır... Genetik materyellerini kendilerinden sonraki kuşağa geçirmektir. Kornel'in ve Bay Janis'in varlıkları buna birer örnektir. Bu da gösterir ki (Stavros'a) siz de bu mekanizmanın egemenliği altındasınız.

Stavrov
Ben ikisini de istemedim!

Kornel
Sağ ol baba!

Stavros
Özür dilerim evlatlarım, ama ben sadece... biraz eğlenmek istemiştim, o kadar.

Robal
İçgüdü... arzularımızdan da önemli bir güçtür.

Stavros
Ne içgüdüsü ya! Duydunuz işte, iyi bir baba bile değildim ki ben.

Kornel
(Stavros'a) Onunla ilgisi yok! Burada babalık içgüdüsü değil konu. Çoğalma içgüdüsünden söz ediliyor. Kadın... babacığım... erkek için genlerini sonraki kuşaklara aktarabileceği bir araç.

Robal
Tam da öyle! Kadın için de erkek önemli bir cevherin, bir başka deyişle, yumurta hücresine ulaşıp embriyonun oluşmasını sağlayan spermanın kaynağıdır.

Tytus
Hayda! Hem spermlerimizi çalıyorlar, bir de üzerine para istiyorlar!

Robal
O başka bir mesele... Kadın elbette doğru erkeği bulmak ve onun kendisine yakınlaşmasını sağlamak için daha çok uğraşır.

Tytus
Niye?

Robal
Kadın, kaç sevgilisi olursa olsun, bir tek çocuk doğurur. Onun için amacı aileyi koruyacak, ona bakacak en iyi erkeği seçmektir. Erkekse başarısını aşklar sayesinde arttırabilir.

Kornel
(Stavros'a) Anlayacağın babacığım, erkek, öyle yaratılmıştır ki, her zina şansından yararlanmak ister.

Stavros
Bilmem mi evlat!

Kornel
Tabii ya! Ben de kime ders veriyorsam...

Fistach 
(Robal'e) Siz bu çoğalma işini biraz abarttınız gibi geliyor. Afedersiniz, ibneler, birbirlerine sayısal loto topları gibi vurdukça vururlar, vurdukça vururlar... Sonunda çocuk mocuk da hak getire bittabi...

Robal
Erkek homoseksüeller, değişik partnerlerle cinsel ilişkilere girerken, lezbiyenlerin sürekli, monogram ilişkilere daha yatkın oldukları gözlemlenmiştir. Lezbiyen çiftlerden her biri, cinsinin özelliklerine uygun olarak davranır, tabii biraz daha ekstrem bir biçimde.

Fistach
Yani içgüdü yine aynı içgüdü, yalnızca pusulayı şaşırıyorlar öyle mi?

Robal
Aynen öyle. Çoğalma içgüdüsü çok güçlüdür. Öyle ki, örneğin somon, yumurtlama dönemi sırasında açlıktan ölebilir. Yaşamak ve çoğalmak içgüdülerinin savaşımlarında, ilk sırayı çoğalmak içgüdüsü alır.

Tytus
(Coşkuyla) Abi aynı ben ya... Ben sucuğu yerine yerleştirdim mi, yemeyi içmeyi unuturum. Allahıma kitabıma...

Stavros
Bir yaşıma daha girdim. 54 yaşındayım. Bu zamana dek kimle yatacağıma hep kendim karar verdim.

Robal
Kimle yatacağınıza elbette siz karar verdiniz, ama bunu niye yaptığınıza başka bir şey karar verdi...

Stavros
Yattığım karı mı?

Robal
Hayır, Testosteron...

Stavros
Testo... ne?

Kornel
Testosteron baba! Omurgalıların büyük çoğunluğunda bulunan bir hormon... bizi erkek yapan hormon.

Robal
Erkeklik hormonu. Bu hormon, ergenliğe erdikten sonra yaşamın sonuna dek kadınların peşinden koşmaya zorlar bizi... Bizi, ebedi potansiyel tecavüzcü ve katil haline getiren de bu hormondur.

Stavros
Sizi de mi?

Robal
Kendimi tutmaya çalışıyorum... hepimiz gibi... umarım...



Janis
(Robal'e) Diyorsunuz ki yani, bir adam, başka bir adamı öldürdüğünde ya da bir hatuna saldırdığında, bunu doğası icabı yapıyor, öyle mi?

Kornel
(Janis'e) Ne yazık ki öyle kardeşim... Erkekler içgüdüsel olarak gaddardırlar...

Robal
Testosteron agresifliği öyle belirleyici bir şey yani, kuşlarda örneğin dişilerin kanında erkeklere göre daha fazla. Cinsler tam tersi yani...

Stavros
Nasıl ters yani erkek mi doğuruyor? Anladıysam Arap olayım.

Kornel
Yok babacığım... Bir zamanlar tarafımdan yapılan bir araştırma ile Avusturalya'da yaşayan maymunkafa kuşlarının dişilerinin çok agresif olduğu ortaya çıkmıştı. Boyları bir metre bu kuşların, bir dingoyu devirip paramparça edebilecek güçte yedi santimetre tırnakları var... sürekli dövüşürler.

Stavros
Niye ki?

Kornel
Dövüşte yenen dişi, bulabildiği kadar erkekle çifteşir, sonra her bir erkeği yumurtaları ile kuluçkada bırakır...

Fistach
Hay sıçayım, amma rezalet!



Oyun Atölyesi'nin son oyunuyla -Antonius ile Kleopatra- Shakespeare's Globe'da sahne almasının ardından, web sitesine yaptığım bir ziyaret esnasında artık rafa kalkmış eski oyunlarından 'Testosteron'un klibine denk geldim. Tolga Çebi'nin müzikleriyle... Ve akabinde oyunda geçen yukarıdaki muhabbet cereyan etti zihnimde. Malum bu ara cinsiyetlerle ilgili kafayı yediğimiz bir dönem... Ama rahat ol sevgili okur, bak nur topu gibi bir bahanemiz var artık yaptıklarımız için...

Andrzej Saramonowicz imzalı oyunun yukarıda alıntılanmış olan metninin çevirisi Neşe Tuluy Yüce tarafından yapılmıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder